İçeriğe geç

Ahadiyet makamı nedir ?

Ferdiyetçi mi Dediniz? O da Ne Ola ki!

Diyelim ki bir arkadaş grubundasınız, herkes aynı yemeği söylemiş: kebap, ayran, tatlı. Ama içlerinden biri çıkıp, “Ben menüden farklı bir şey deneyeceğim” diyor. İşte o kişi büyük ihtimalle ferdiyetçi! Çünkü TDK’ya göre “ferdiyetçi”, bireyciliği öne çıkaran, topluluktan çok kendi tercihlerini önceleyen kişiyi ifade ediyor. Ama gelin kabul edelim, kulağa biraz gizemli, hatta filozofça geliyor.

Peki bu ferdiyetçilik sadece yemek seçiminde mi kalır? Tabii ki hayır! İşin içine gündelik hayat, ilişkiler ve stratejik kararlar da girince işler daha eğlenceli bir hal alıyor.

Stratejilerin Ardındaki Ferdiyetçi

Erkeklerin çoğu zaman çözüm odaklı ve stratejik olduğunu söyleriz ya, işte ferdiyetçi bir erkek düşünün. Bu adam, tatilde nereye gidileceği tartışmasında kesinlikle “Benim planım var!” diye masaya yumruğunu vurur. Çünkü onun için önemli olan, kalabalığın nereye eğildiği değil, kendi aklında kurguladığı stratejinin uygulanmasıdır. Hatta bazen bu inat, “GPS farklı bir yol önerse bile kendi yolumdan gideceğim” ısrarına kadar varabilir.

Ama işin komiği şu: Ferdiyetçi erkeklerin bu inadı, bazen onları saatlerce kaybolmaya götürür. Sonra eve dönünce “Ben bilerek yaptım, yeni yollar keşfettim” diye açıklama yaparlar. Stratejik ama biraz da trajikomik, değil mi?

Empatinin Ferdiyetçi Hali

Şimdi kadınların dünyasına gelelim. Kadınlar genellikle empatiyi ön planda tutar, ilişkileri korur. Peki ferdiyetçi bir kadın ne yapar? O, “Benim kalbim, benim seçimim” diyerek kendi duygularını sahiplenir. Mesela arkadaş grubunda herkes romantik bir film izlemek isterken, o çıkıp “Hayır, ben bugün belgesel izlemek istiyorum” diyebilir. Bu cesur bireysellik, ilk başta arkadaşları şaşırtsa da, sonunda herkesin içinde gizlice “Keşke ben de böyle diretebilsem” diye bir kıvılcım yakar.

Ferdiyetçi kadınların empatiyle yoğrulmuş halleri daha tatlıdır. Çünkü onlar kendi bireysel tercihlerinde bile başkalarını incitmemeye dikkat eder. Yani “Ben kendi yolumdan gideceğim” derken bile “Ama sizi de çok seviyorum” demeyi ihmal etmezler.

Ferdiyetçilik ve Günümüzün Komik İkilemleri

Bir düşünün: Günümüzde ferdiyetçilik belki de en çok sosyal medyada parlıyor. Herkes kendi kahvesinin fotoğrafını paylaşıyor, kendi playlist’ini tanıtıyor, kendi hayatını öne çıkarıyor. Yani bir anlamda hepimiz küçük ferdiyetçileriz. Ama işin esprisi şu ki, “Ben farklıyım” diye başlayan bu paylaşımlar bazen öyle birbirine benziyor ki, sonunda herkes aynı ferdi gibi oluyor!

Bir de çiftler arasındaki tartışmaları düşünün. Kadın diyor ki:

“Birlikte karar alalım.”

Adam diyor ki:

“Benim planım hazır.”

Sonuç? Ferdiyetçiliğin minik bir kıvılcımı, evde büyük bir tartışma yangınına dönüşebiliyor. Ama kabul edelim, bu tartışmalar hayatın tadı tuzu.

Geleceğin Ferdiyetçileri

Gelecekte ferdiyetçilik daha da farklı bir boyut kazanabilir. Belki de yapay zekâ ile kişiselleştirilmiş hayatlarımızda herkes büsbütün ferdiyetçi olacak. Kahve makinesi bile sadece sizin ruh halinize göre kahve hazırlayacak, telefonunuz sadece sizin istediğiniz konuları gösterecek. Yani “ferdiyetçilik 2.0” çağı kapıda olabilir.

Ama işin güzel yanı şu: Ferdiyetçi olmak illa bencil olmak demek değil. Kendi bireyselliğini yaşarken başkalarının varlığını da gözetmek, işte asıl ustalık burada.

Peki Sen Ne Kadar Ferdiyetçisin?

Şimdi top sizde sevgili okuyucular. Sizce ferdiyetçilik günlük hayatta faydalı mı, yoksa ilişkileri zorlaştıran bir şey mi? Kendinizi daha çok “Benim yolum” diyenlerden mi görüyorsunuz, yoksa “Bizim yolumuz” diyenlerden mi?

Yorumlarda buluşalım. Belki de hep birlikte, ferdiyetçiliğin en eğlenceli hikâyelerini paylaşırız. Çünkü kabul edelim, hepimizin içinde biraz ferdiyetçi, biraz da toplulukçu bir yan var. Ve bu ikisinin dengesi hayatı bu kadar renkli kılan şey değil mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu
Sitemap
cialisinstagram takipçi satın alhttps://ilbet.online/prop money